9 Kasım 2010 Salı

Köpek Eğitiminin Temeli

Köpek Eğitiminin Temeli

Köpeğinizin eğitimi ona vermek istediğiniz mesajı anlamasını sağlayamadığınız sürece başarısız olacaktır. Tüm yapmanız gereken köpeğinizin anlayacağı, onun için doğal olan dili kullanmanızdır. En basit yöntemiyle köpek eğitimi iyi davranışlarını ödüllendirip , yanlışları doğru şekilde düzeltmektir. Sonucu çabanıza değecektir.Köpekler, neyin doğru neyin yanlış olduğunu davranışlarının avantajlı yada avantajsız sonuçlarını tecrübe ederek öğrenir. Bir köpeği eğitmek ona kendisi için neyin faydalı olup neyin olmadığını göstermekten başka bir şey değildir.İşe yaramayan bir disiplini sürdürmek köpeğinizin gözünde sadece sizin etkisiz olduğunuzu kanıtlar. Uygulatamayacağınız hiç bir komutu vermeyin. Bu , onu istediğinde sizi duymazdan gelebileceği fikrine alıştırır. Hiçbir komut uygulanmadan geçilmemelidir.Problemli bir davranışı düzeltirken bu davranışı durdurmanın en doğru zamanı köpeğiniz henüz bunu düşündüğü andır. Olay sırası ve sonrasında bunu düzeltmek daha az etkilidir. Yine de istenmeyen davranışın tam gerçekleştiği sırada hata doğru yöntemle düzeltilmelidir.Köpeğinizin bilmesi ve uygulaması gereken beş temel komut vardır. Bu komutlar köpeğinizin üzerinde hakimiyetinizi sağlamada size anahtar olacaktır. Bu komutlar: "Otur", "Bekle", "Yürü", "Yat" ve "Gel"dir. Bunlara ek altıncı komut ise ağzındaki bir şeyi size teslim edeceği "Bırak" komutudur. Bu komutlar farklı düzeyde eğitim gerektirse de günlük yaşamınızı ve avda köpek kullanımınızı oldukça kolaylaştıracak unsurlardır.Rutin olarak Otur/Yat/Bekle gibi temel itaat eğitimini evde yada bahçenizde sık sık pratik yaparak pekiştirirseniz problemli davranışların çözümünü hızlandırabilirsiniz. Bu egzersizler kontrolün sizin elinizde olduğunu köpeğinize anlatmanın en doğal ve etkili yoludur.Her şeyden önce unutmayalım ki "istenmeyen davranışlar" sadece bakanın gözündedir. Köpek için kazmak, havlamak, diğer köpekleri kovalamak tamamen doğaldır. Bu davranışları kontrol edemeyeceğiniz anlamına gelmemektedir tabi ki ; ama tüm bunları köpeğiniz sizi çıldırtmak için yapmadığını anlamız gerekmektedir. Siz köpeğinizi bu konuda eğitene kadar tüm bunları yapmaması gerektiği konusunda hiç bir fikri yoktur. Ondan ne istediğinizi anlaması gerekmektedir.Köpekler (insanlara göre) istenmeyen davranışlara başladığında en iyisi bu davranışın kaynağını anlamaya çalışmaktır. Çoğunlukla tüm bu problemler yalnız kalmanın verdiği sıkıntıdan kaynaklanmaktadır. Köpekler oldukça sosyal hayvanlardır. Olası çözümlerden biri köpeğinizin yeterince egzersiz yaptığından emin olmaktır. Egzersiz pek çok problem için mükemmel çaredir ve köpekler buna bayılır. Diğer bir çözüm ise itaat eğitimidir. Önemli nokta köpeğinizin sizin ilginize gereksinimi olmasıdır ister yürüyüş isterse de eğitim sırasında.Yani köpeğiniz için ayıracağınız zaman çok önemlidir. Sadece avdan ava köpekle ilgilenmek, av sezonu dışında yemek verme zamanından başka köpeğin sizi görememesi, yemeği de önüne bırakıp hemen yanından ayrılmanız, hatta bazılarının yaptığı gibi köpeğe evin başka bir üyesi tarafından yemek verilmesi, köpeği sizin eğitmenizi olanaksızlaştıracaktır. Bu şartlarda, profesyonel bir eğitimci tarafından eğitilmiş bir köpek bile alsanız zamanla köpek bu eğitimini unutup eski haline gelecektir.Köpeğiniz ile ne kadar çok zaman geçirirseniz , eğitiminde başarılı olma ihtimaliniz o kadar yüksektir.Eğer devamlı değişen bir ruh haliniz varsa, çok çabuk sinirleniyorsanız, sert bir mizacınız varsa, isteseniz de köpeğe karşı yumuşak davranamıyorsanız, köpek eğitmek sizden uzaktır. Bu yüzden devamlı ses tonunuz değişecek ve bu köpeğin kafasının karışmasına, sizden korkmasına ve öğretmek istediğinizi anlamamasına neden olacak.Unutmayınız ; köpeğinize patronun kim olduğunu ona vurarak, bağırarak yada benzer ceza yöntemleri ile öğretemezsiniz.Bunun karşılığında tek öğreneceği size güvenmekten çok korkması gerekeceğidir.




Teşvik(Ödül) : Başarılı Köpek Eğitiminin AnahtarıÖdülü anlama ; köpeğinizin davranışlarını nasıl öğrendiğini anlamada ve davranışlarında her hangi bir değişiklik yapmada başarılı olabilmek için büyük önem taşır.İşte size asla unutmamanız gereken bir cümle:KÖPEĞİNİZİN DAVRANIŞLARININ BÜYÜK BİR ÇOĞUNLUĞU TEŞVİK ETMENİN SONUCUDUR.Köpeğinizde belirli bir davranışı teşvik eden siz yada başka biri olabileceğini aklınızdan çıkarmamanız gerekir. Arkadaşlarınız, komşularınız, akrabalarınız, çocuklar belirli bir davranışı teşvik edebilirler. Köpeğinizle iletişim içindeki her hangi bir kişi potansiyel olarak onun davranışında değişikliklere neden olabilir.Ödül olarak sadece aklımıza yiyecek gelmemelidir. Ödül ya da teşvik köpeğinizin hoşuna giden her hangi bir şey olabilir. Okşanma, ses tonunuz, belirli bir kelime, yüz ifadesi, belirli bir oyuncakla oynamasına izin verme, dışarı çıkarma gibi. Bunlar da köpeğinizin davranışlarını teşvik ederek belirleyen bir kaç ödülden biridir.Yalnız eğitim anında köpeğe fazla ödül vermekten kaçınmalısınız. Ödül eğitimde köpeği teşvik etmek ve hareketlerinin doğru olduğunu anlatmak için verilir. Doğru hareketi yaptığı zaman ödül kullanılmalıdır ve diğer zamanlarda ödüllendirmekten kaçınılmalıdır ki köpek ödülden bıkmasın ve sadece doğru hareketi yaptığı zaman ödül aldığını fark etsin. Yukarı da da bahsettiğimiz gibi köpeğimize çeşitli şekillerde ödül verebiliriz. Bazılarımız sadece yiyecek veririz, bazen "Aferin" ve "Güzel köpek" sözcüklerini kullanırız, bazılarımız ise köpeğe dokunur , onu okşar , severiz ki bu en çok kullandığımız yöntemlerdendir. Köpeği severek ödüllendirmemiz onun için en büyük ödüldür ama yavrunun sevgiyi ödül olarak alması için her zaman köpeğimizi sevmememiz gerekir.Bu yöntemlerin hepsi de iyi çalışır çünkü hepsi o an yavruya iyi yolda olduğunu anlatır ve sevimli yavrumuz hareket ile ödül arasında bağlantı kurarak bir daha ki sefere ödül almak için ne yapacağını anlamaya başlar. Basit olarak ifade edilmek istenirse teşvikin mantığı şudur :KÖPEĞİNİZ HOŞUNUZA GİDEN BİR ŞEY YAPTIĞINDA SİZ DE ONUN HOŞUNA GİDEN BİR ŞEY YAPIN.Yavru dünyamıza girer ve hareket etmeye başlar. Bazı davranışları teşvik edilirken bazıları edilmez. Köpeğiniz bir yaşına geldiğinde sahip olduğu davranışların çoğu kazara yada kasten teşvik edilmenin sonuçlarıdır. Doğru, köpek davranışının bazıları genetiktir; fakat gün içinde karşılaştığımız davranışları öğrenilmiş yada teşvik edilmiştir. Teşvik hızlı ve güçlüdür. Ödül bir davranışın tekrar gerçekleşme olasılığını sıfırdan % 80'e çıkarabilir. Düşünün bir kere. Tek bir teşvik bile bir davranışın gelecekte yinelenmesini garanti edebiliyor. Şimdi ödülün köpeğinizin davranışlarını anlamada niçin bu kadar büyük önem taşıdığını ve bu anlayışın köpeğin davranışını değiştirmede ve öğrenmesini sağlamada ne kadar gerekli olduğunu anlayabilir musunuz?İkinci önemli konu ise ödüllendirmenin zamanlamasıdır. Köpek bir şey yaptıktan sonra en ideal ödüllendirme zamanı 1/2 saniyedir. Çeşitli araştırmalar da bunun doğru olduğunu göstermektedir. Bu, pek çok nedenden dolayı büyük anlam ifade etmektedir. Köpek sürekli hareket halindedir. Ödüllendirmek için bir yada iki saniye bekleyecek olursanız köpeğinizde başka bir davranışı teşvik ediyor olabilirsiniz. Örneğin ; köpeğe oturmayı öğretmeyi alalım. Köpek oturur , fakat siz ödüllendirmek için köpeğin ayağa kalkmasını beklerseniz ayağa kalmasını ödüllendirmiş olursunuz. Ödüllendirdiğiniz anda köpeğiniz ne yapıyorsa teşvik edilen davranış odur.Pek çok kere köpek sahipleri köpeklerinin üzerlerine atlamasını şikayet eder. Ama doğal teşvikin önemini bilmedikleri için ufakken köpeklerinin üzerlerine atlamasına izin vermiş ve onu okşayıp severek bu davranışa teşvik etmişlerdir. Köpeğin sahibinden yada başkalarından yiyecek dilenmesi de köpek sahiplerinin genelde yakındıkları başka bir durumdur. Tabi ki ufakken ellerindeki veya masada ki herhangi bir yiyeceği köpekleri ile paylaştıklarını unutmuş ve başlarında dikilip , gözlerinin içine bakarak duygu sömürüsü yapan köpeklerine yenik düşerek verdikleri bu yiyeceklerle onları dilenmeye teşvik etmişlerdir. Köpeğin saldırgan yanını teşvik etmek de köpek sahiplerinin genellikle bilinçsizce yaptığı bir davranıştır. Eve yada bahçeye yabancı biri gelir. Köpek yabancıya hırlar. Sahibi "Tamam oğlum bir şey yok , sakin ol" diyerek köpeği okşar , sakinleştirmeye çalışır. Tekrar, ne yaptığının farkında olmadan sahibi köpeğin saldırgan davranışını ses tonuyla yada okşayarak teşvik etmiş olur..Gene silah sesinden korkan köpeği , sahipleri korku ve paniklerini teşvik edecek şekilde , sakinleştirici bir şekilde konuşup , okşayarak köpeğin tepkilerini ödüllendirmiş olurlar.Gördüğünüz gibi teşvikin önemi anlaşılmadığı takdirde herhangi bir davranış problemi ya abartılabiliyor yada yenisi yaratılabiliyor.Öyleyse, davranış problemleri olan köpeklerle ne yapmalıyız? Başta bu bir muamma gibi gelebilir. Bu davranışların değiştirilmesi biraz deneme-yanılma, ekstra beceri ve adım adım ilerleme gerektirebilir.Bu problemli davranışların çözümü DOĞRU DAVRANIŞI TEŞVİK EDEREK gerçekleşir.Doğru davranışları anlamının en kolay yolu köpeğin aynı anda iki zıt davranışı yapamayacağını görmektir. Örneğin bir köpek aynı anda hem oturup hem üstünüze zıplayamaz , aynı anda hem saldırgan hem de dost canlısı olamaz yada aynı anda hem korkak hem de dışadönük olamaz.Sahibine yaklaştığında üzerine atlamaya çalışan bir köpek düşünün. Burada doğru davranış sahibinin yanına geldiğinde oturması olacaktır. Böylece ilk adım köpek yanınıza geldiğinde önce ona "otur " komutunu vermeniz ve oturduğunda ona ödül vermenizdir. Köpeğiniz size yaklaştığında üzerinize zıplamaktansa oturmayı öğrenmesi uzun zaman almayacaktır. Bu tekniği, köpeğin ayağına basmak, göğsünden dizinizle engellemek yada kafasına bir şaplak atmak gibi ceza kullanımları dışında pek çok olayda başarıyla kullanabilirsiniz.Doğru davranışı belirledikten sonra onu teşvik etmeyi öğrenmeniz biraz çalışma gerektirse de uzun vadede teşvikin nasıl çalıştığını anlamanız size ve köpeğinize büyük fayda sağlayacaktır.Dikkat ederseniz yurt dışındaki köpek eğitmenlerinin çoğu bayan. Onlar bu konuda erkeklerden çok daha başarılı nedeni ise ses tonlarının yumuşak olması , erkeklerden daha sabırlı olmaları ve çabuk sinirlenmemeleri.

Erdal ATAKAN

8 Kasım 2010 Pazartesi

Büyük Menderes Üzerine Bir Karalama

Ali ALTINKAYA

Bilgi amaçlı olarak bu yazıyı yazmalıyım dedim. Bizim çocukluğumuzda ne durumdaydı son senelerde ne gözlemledik.

İlkokula başlamadan önce ve sonrasında, Menderes’ten motorların çektiği su, suyollarında ilerlerken, bu büyük kesitli su yollarında, bıcı bıcı eder dururduk. Biraz gençlik çağına yaklaştığımızda ise büyükler önden, biz küçükler arkadan kıyıya yakın yerlerde gerek yürür gerekse yüzmeye çalışırdık. Suyun temizliğini burada ayrıca değinmeye gerek yok. Mecranın çevresindeki bitki örtüsü, söğütlük, ılgınlık, sazlıklar, kargılar. Bunların içinde çeşit çeşit kuşların, bülbüllerin yuvaları olur. O yıllarda ilaç da kullanılmaz pamuk ziraatinde. 

İşte bu kuşçuklardan sinekçik diye andığımız bülbül, pamuk dalları, yaprakları arasında dolaşır, başını aşağı sarkıtarak, yaprak altlarındaki bit vs. zararlıları toplardı. Kıyı kenarındaki suya sarkan veya suyun üzerinde uzanan dallarda ise yalı çapkınları avını yakalamak için nöbet tutardı. Gördüğünde de tereddüt etmeden burgu gibi suya dalar, daldığı gibi de çıkardı. Suyun bıraktığı taze adacıklarda ise söğüt, ılgın tohumlarından yeni çıkmış fidecikler toprak yüzeyini olduğu gibi kaplardı. Bu adacıklarda kendir işçiliği de yapılır. Yeterli ayrışmaya uğramışsa eğer, kendir demetleri açılır birbirine yaslatılarak kurumaları sağlanırdı. Bu demetler daha sonra toplanarak bahçelere getirilir, konu komşu üşüşür başına. Soyulur o kendirler. Lifleri çiftçiye kalır, talaş dediğimiz kısımları da gelenlerce götürülürdü. Bunlar gerek demet demet damların üzerine konur, gerekse fırın, ocak ateşlemede çıra yerine kullanılırdı.

Sanayileşme arttıkça Menderes’in kirlenmesi de artacaktı. Bunun farkına ilk 1989’da varabildim. Bir iki yıl öncesinde, eylülün ikinci haftalarında Menderes’in içinden suyun oldukça azalmasından istifade ile sıvalık kum ihtiyaçlarını görmek üzere çiftçilerimizin traktörleri batırma pahasına da olsa, römork römork kum çektiklerini görmüştüm. 1989’da biraz daha azaldı suyu Menderes’in. Üveyik avı için bu mecra favoridir. Menderes’in kenarında dolaşmak yeterli gelebilir. İşte böyle bir günde gördüklerim, gözlerimin faltaşı gibi açılmasına yetti. Menderes’in kıyıları, adaların kıyıları aşağı yukarı her 50 cm e denk gelecek sıklıkta balık ölüleriyle donanmıştı. Her yer kaplıydı ölü balıkla. Belli ki bir zehirlenme olayı, toplu katliama dönüşmüştü. İşin sebebini yıllar sonra bir itiraftan öğrendik. Selkim her zaman yaptığı gibi artık kimyasallarını boşaltmış, fakat suyun debisinin düştüğünün farkına varmamışlar.

Bu şekilde taa 2004lere geldik sanırım. Bir traktör gösterimi olacakmış dediler bir firmanın. Doluştuk minibüslere gittik Denizli’nin köylüklerine. Buralara ulaşırken Menderes’in üzerinden kaç kere geçtik köprülerden bilemem ama bunun ne olduğunu sorduğumuzda hep Menderes cevabı alıyordum. Gördüğüm menderes değildi, adeta karaya boyanmış bir su Menderes olamazdı. Ama gerçek buydu işte. Yıl 1969 yer Dinar. Bir mola anında kahvede çay içiyoruz. Gür bir çaydan büyükçe su yatağında delicesine akıyordu önümüzde. Sorduğumuzda Menderes dediler. İşte bu Menderes döne dolaşa geçtiği yerlere bereket bırakıyordu. Ama ya şimdi ? Zehir bırakıyor demek sanıyorum hafif kalacaktır.

Sadece havza insanının değil, tüm buradan elde edilen ürünleri tüketenler de dahil olmak üzere nesillerinde iz bırakacak sakatlıklara, genetik bozuklukların olabileceğini düşünmek bile; yaptığımız bu çalışmanın ne kadar kutsal olduğunu anlatmaya yeterlidir sanırım. Bırakalım doğanın korunması, taşkın yönetimi vs..

Tüm bu nedenledir ki, çalışmalarımızı daha bir plan programa oturtma ihtiyacımız var gibi geldi bana. Hani diyoruz ya, uzaktan nasıl görünüyor. İşte bu sorunun cevabı olarak yazma ihtiyacı hissettim. Kolay gelsin.

08 MART 2010

TAŞKIN MANZARALARI

Büyük Menderes Havzasının aşağı kesimlerinde bu yıl etkili olan yağışlar ve sonrasında Adıgüzel ve Kemer Barajlarından su bırakılması sonucunda Aydın İlil genelinde 195 bin 500 dekar ekili ve dikili alan sular altında kalarak zarar görmüştür. Zarar tespiti Aydın Ziraat Odası tarafından yapılmıştır.

Mesele unutulmadan bazı fotoğraflarla durumun tespit edilmesi gereklidir.

Öncelikle gerek taşkından önce riskin tespiti ve yapılması gerekenler anlamında, gerekse taşkının gerçekleşmesinde taşkın yönetiminde hem teknik açıdan, hem de yörede yaşayan vatandaşların, ilgili kurum ve kuruluşların bilgilendirilmesi açısından eksiklikler yaşandığı belirtilmelidir.

Taşkın ve baraj sularından etkilenen Bozdoğan, Nazilli, Atça, Yenipazar, Sultanhisar, Aydın, Koçarlı, İncirliova, Söke ve Didim'de herhangi bir bilgilendirme çalışması yapılmamıştır.

Taşkından etkilenen üreticilerin yapması gerekenler konusunda sistemli bir çalışma halen yapılmamıştır.

Bundan sonraki yıllarda aynı riskin ortadan kalkmayacağı hatırda tutulduğunda, üreticilerin gelecek yıllara ilişkin bir öngörü sahibi olması, taşkın riskinden hangi aşamada ve ne düzeyde haberdar olacakları hususu belirgin değildir.

Büyük Menderes Nehri kütlesinde yapılan ıslah çalışması ve seddelerin yapımını izleyen iki yağışlı yılın ikisinde de tarımsal zararları önleyemediği anlaşılmıştır. Seddelerin yerleşim yerleri ile ilgisi olmadığından dolayı yerleşim yerlerinde meydana gelebilecek selleri önleme amacı ve böyle bir fonksiyonu da bulunmamaktadır. Amacı tarımsal zararları önlemek olarak ifade edilmiş olan ıslah çalışması ve sedde inşasının amacına ulaşmadığı görülmüştür.

Aşağıda taşkın fotoğrafları yer almaktadır. Fotoğraflar Büyük Menderes Platformu Y.K.Ü. ve Yenipazar Avcılar Kulübü Başkanı Ali Altınkaya tarafından çekilmiş olup ancak kaynak gösterilerek kullanılabilir.

Büyük Menderes Nehrinde taşkın